Blog

Çocuk Diş Biberon Çürüğü Nedir?

Bebekler için Diş Doktoru Ankara

“Biberon çürüğü” kavramı, 6 yaştan küçük çocuklarda ve hatta bebeklerde görülen şiddetli düzeydeki çürük durumunu ve bu çürüklerin nedeni olarak görülen biberonla beslenmeyi işaret eden özel bir tanımlamadır. Ancak yapılan araştırmalarla tek faktörün biberonla beslenme olmadığı, uykuya yakın saatlerde yapılan her türlü beslenme şekli (anne sütü, mama, meyve, püre, şekerli/tatlı gıda) bu şiddette çürüklere neden olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle “biberon çürüğü” kavramı zamanla “Erken Çocukluk Çağı Çürüğü (EÇÇ)” olarak isimlendirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde de %70 e varan oranda yaygın bir şekilde görülmektedir.

EÇÇ, çok karakteristik olarak üst ön dişlerin dudağa bakan yüzeylerinde, diş ile dişetinin birleştiği bölgelerde silmeyle veya fırçalamayla geçmeyen opak beyaz renklenmeler şeklinde başlar, koruyucu önlemler alınmazsa sarı, kahverengi, siyah lekelere ve çürük alanlara dönüşür. Üst ön dişlerle beraber, yüzeyi çok fazla girinti-çıkıntıya sahip azı dişleri de bu durumdan etkilenirler. EÇÇ normalde çürük görülmesi zor düz diş yüzeylerini dahi etkileyebilen ve çok hızlı ilerleyen bir çürük tipidir.

Biberon çürüğü sebepleri nedir?

Esas neden, geç saatlerde yapılan beslenme nedeniyle gece boyunca ağızda ve dişlerin üzerinde gıda artıklarının kalmasıdır. Gece geç saatte yapılan beslenme sonucu gıda artıklarının diş üzerinde uzun süre kalması en önemli ve geçerli neden olarak görülmekle birlikte başka faktörler de EÇÇ oluşumuna neden olmaktadır.

Bebeklerde dişler ağız içine gelmeden önce ağız ortamında çürüğe neden olan bakteriler hiç bulunmamaktadır. Çünkü bu bakterilerin çoğalabilmesi için ortamda diş yüzeyi gibi sert alanların olması gerekmektedir. Çocuğun ağız içinde bu bakterilerin yerleşmesi, çürük yapıcı gıdaların alınmasıyla beraber başlayabildiği gibi aile bireyleri veya sosyal çevreden de bulaşabilmektedir. Dolayısıyla özellikle ebeveynlerin de ağız bakımını düzenli yaptırması gerekmektedir. Biberonu veya mama/yemeğini tatmak amaçlı ortak çatal-kaşık-bardak kullanımı, çocuğun dudaktan öpülmesi, emziklerin şekerli bir maddeye (bal, meyve suyu, vb.) batırılmasından, ortak oyun alanlarında oyuncakların ağıza teması, diş fırçalarının birbirine temas edecek şekilde tutulmasından kaçınılmalıdır.

Süt dişlerine özgü birtakım şekilsel ve yapısal farklılıklardan dolayı da bu tarz çürükler küçük çocuklarda daha yüksek oranda görülmektedir. Süt dişi mine tabakası kalınlığının kalıcı dişlere kıyasla daha az olması, mine tabakası içeriğinin asitle çözünmeye karşı daha dirençsiz olması, geniş yarıkların bulunduğu çiğneme yüzeylerinin olması, mine tabakasının altındaki katmanların daha geçirgen olması, çocuğun diş fırçalama alışkanlığının ve kabiliyetinin yetişkinlere kıyasla yetersiz olması gibi sebeplerle süt dişlerinde çürük görülme sıklığı artmaktadır.

Her tipte çürük oluşumunda temel etken şeker içeren gıda tüketiminin miktarı, sıklığı ve ağızda kalış süresidir. Çok sık aralıklarla, çok miktarda ve ağızda uzun süre kalacak şekilde (gece beslenmeleri) şeker tüketimi çürük görülme riskini arttırmaktadır. Bu nedenle bu türde gıdalar tüketildikten hemen sonra dişler fırçalanmalı veya ağız suyla çalkalanmalı ve gıdanın dişle uzun süre temasta kalması ve çürük başlatması önlenmelidir.

Düzenli diş hekimi kontrolü, sosyoekonomik düzey, ağız hijyeni ile ilgili ailenin sorumluluk düzeyi de çürük oluşumunu etkileyen faktörler arasındadır.

EÇÇ’ye bağlı olarak özellikle üst ön dişlerin çürüklerinin ilerlemesi ve derinleşmesi sonucu dişin kök bölgesinde enfeksiyon/abse meydana gelmektedir. Bu abse oluşumu çocuğun genel sağlığını
etkileyebildiği gibi gereksiz antibiyotik kullanımına, kemik içinde gelişmekte olan kalıcı dişin minesinin zarar görmesine ve dişin çekilmesine sebep olabilmektedir. Küçük yaş grubunda yapılan diş çekimi işlemleri ya hoş olmayan bir deneyim yaşatılarak olmakta ya da ikna yöntemiyle olmadığında çoğunlukla sedasyon veya genel anestezi ile planlanmaktadır. Dolayısıyla çok erken yaşta bu tarz işlemlerle karşılaştıkları için çocuğun psikolojisi olumsuz etkilenmekte ve diş hekimine ve diş tedavilerine karşı fobi gelişmektedir.

Dişteki çürükten kaynaklı ağrı ve konforsuz bir dönem başladığında çocuğun sosyal hayatı, okul hayatı ve uyku düzeni bile bozulmakta ve öğrenme güçlükleri, iletişim güçlüklerine neden olabileceği bilinmektedir. Dişlerin ısırma fonksiyonu bozulacağından beslenme ile ilgili problemler ortaya çıkmakta ve bu nedenle fiziksel büyüme ve gelişim etkilenmektedir. Üst ön süt dişlerinin erken kaybedilmesi ile estetik problemler ortaya çıkmaktadır. Dilin dişlere değerek çıkardığı seslesin telaffuzunda zorluklar ve konuşma bozuklukları da görülmektedir. Erken diş kayıplarına bağlı olarak komşu dişlerin o boşluğa doğru kayma ve sonucunda uzun süreçli ve maliyetli ortodontik tedavi ihtiyacı doğmaktadır. Özet olarak EÇÇ gelişim süreci açısından hem çocuğun hem de anne-babanın hayal kalitesini ciddi anlamda etkileyebilecek bir durumdur.

Çocuk diş hekimliğinde çürük önleyici programlar
Çürük önleyici programlarda temel yaklaşım çürük yapıcı etkenlerin çocuğa özgü bir şekilde tespit edilmesi ve çürük risk durumunun belirlenmesi üzerine kurgulanmaktadır. “Biberon çürüğü sebepleri” başlığı altındaki etkenler genel çürük yapıcı etkenler olup hastaya özgü bir programın çıkarılması gerekmektedir.

Öncelikle rutin diş hekimi kontrolü altında olmanın önemi unutulmamalıdır. İlk diş hekimi kontrolünün ilk diş çıktığı zaman veya ilk yaş dönümünde yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Çocuğun bakımıyla sorumlu kişilerin çocuğun ağız hijyenini sağlama ile ilgili bilgilendirilmesi ve çocuğa yardım etmelerinin ve yönlendirmelerinin sağlanması gerekmektedir. El yetenekleri ve motor fonksiyonları açısından çocukların 9-10 yaşlara kadar diş fırçalama hareketleri açısında yardıma ihtiyaçları olduğu bilinmelidir.

  • Çocuğun yaşı itibariyle ağızda bulunan dişlerin boyutlarına uygun bir diş fırçası seçimi yapılmalı ve düzenli aralıklarla (3 ay) değiştirilmesi sağlanmalıdır.
  • Diş macunu seçimi de yaşına uygun dönem için gerekli dozu içeren florlu diş macunu seçilerek yapılmalı ve macun miktarı 2 yaş altında sürüntü miktarı, 2 yaştan büyük çocuklarda ise bezelye miktarını geçmemelidir. Diş fırçası ıslatılmadan kullanılmalıdır.
  • Erken aşamalarda tespit edilen çürük oluşumların durdurulması, dişin mine tabakasını çürüğün ilerlemesine karşı daha dirençli hale getirerek mümkün olmaktadır.